Niye yoktunuz? Rauf Tamer CUMA 05 SUBAT 1999

Barış Manço gitti... Artık kendi kendimize kaldık. Öyleyse rahatça sorabiliriz:

 - Liderler niye yoktu?

 Günü birliğine gelip, üç kurdele kesen, iki butik açan, gece davette bulunup sonra da özel uçaklarla Ankara'ya dönen liderler, bu cenazede niye yoktu?

*

Efendim, bunların soluk alabilecekleri birer küçük bahçeleri var... Ordan dışarıya çıkamıyorlar. Alkışın tadına vardıkları birer kongre salonları var. Ordan dışarı çıkıp alkışı sokaklara taşıyamıyorlar.

 Etraflarında cepeçevre dalkavukları var. Onlarsız mutlu olamıyorlar. Yanlarına, önlerine, arkalarına birer manga polis almadan adım atamıyorlar.

 Bunların karşılayanları, uğurlayanları, ille de organize topluluklar olacak.

 Parti flamaları ile dalgalanacak. Aşine çehreler hep bravo diye bağıracak.

 Ancak öyle rahat edebiliyorlar.

 Çeyrek porsiyon oyları var ya, işte, hep aynı çeyreğin içine kitlenip hayatın lezzetine varıyorlar.

*

Çıksanıza halk'ın arasına...

 Gerçek halk'ın içine girsenize.

 Türkiye mozaiği ile süslenmiş yollarda biraz yürüsenize...

 Çeşitli fikirlerde olan çeşitli insanların, hatta partisiz ve saplantısız kalabalıkların arasına karışsanıza.

 Yapamazsınız.

 Halk'a, hak'ka ve hakikat'a, o derece sokulamazsınız.

 Çünkü sıkılırsınız. Çekinirsiniz. Belki utanırsınız. Tepkilerinden korkarsınız.

 Sizi ancak miting paklar.

 Parti mitingi.

 Bindirilmiş kıt'alar, o kiralanmış otobüslerle gelip, meydanı doldurmalı...

 O bile, taş çatlasa 10 bin kişi.

 Birbirinizi alkışlayın durun.

 Ne keyf ama.

*

Aman... Zaten ödümüz koptu geleceksiniz diye...

 Her düğünü, her nikahı darmadağan ettiğiniz gibi, gelip Manço'nun cenazesini de allah pullak edip, o güzelim otantik manzarayı bozacaksınız diye ödümüz patladı.

 İyi ki gelmediniz.

 Yollar, kesilecekti.. Yanınızda 100-150 tane yardakçı bulunacaktı... Bir o kadar koruma...

 Haydii... ne nizam kalacaktı, ne intizam.

 Sizin yüzünüzden bir sürü can insan, acılı ailenin yanına bile sokulamayacak ve belki başsağlığı dileyemeyecekti...

 İyi ki gelmediniz.

 Gelişiniz gibi gidişiniz de tantanalı olacaktı. Gelenekler çiğnenecekti.
 
 

*

İyi ki gelmediniz.

 Ama zaten gelemezdiniz.

 Çünkü orada Türkiye karmaşası'nı oluşturan, kendiliğinden toplanmış, iç barış'ın simgesi, nar tanesi gibi yapışmış insanlar vardı.

 Üzüntüleri, sizi görünce belki öfke'ye dönüşebilirdi.

 İyi ki gelmediniz.

 Barış Manço, tertemiz gitti.

 Cenazesinde nifak yoktu, riya yoktu, fesat yoktu.

 Oh... iyi ki gelmediniz.

 Şimdi gidin, biraz senfoni dinleyin ki, sizi laik zannetsinler.