Arkadaşım insan / Doğan HIZLAN
 

Barış Manço'yla başbaşa konuşmadık, topluluklarda alınıp verilen selamdan başka yakınlığımız olmadı.

Ounla aramda bir ses dostluğu vardı ki, iyi müzikçilerle dinleyiciler arasındaki ilişkinin en unutulmazı, en kopmazı budur.

Sultanahmet Meydanı'nın bir kültür merkezi kimliğine kavuşturulması için yazdığım bir yazıdan sonra, beni telefonla aramıştı. İstanbul'un bir çok yerinin de bu anlayışla yeniden düzenlenmesi gerektiğini, bu konuda yapılacak çalışmalarda görev almayı zevk bildiğini söylemişti.

İstanbul'a karşı bu duyarlığı çok hoşuma gitmişti.

Sanatı bir türün içine hapsetmeyen, onu boyutlu düşünen bir beyinin sesiydi söyledikleri.

Radyolu günlerde Barış Manço'nun annesi Rikkat Uyanık'tan Türk müziğinin en seçme eserlerini, klasik bir uslup içinde ne kadar çok dinledim.

Bir aileden iki kişinin, ayrı tür müziğe hizmet etmeleri beni etkiledi.

Hafif müziğin sevilmesinde, bizden bir sesin yenilenerek kulaklara ulaşmasında, bizi yabancılaştırmadan aşamaları sevdirmede, onun müziğinin işlevini bugün söylemenin çok daha önemli olduğu kanısındayım.

Dağlar Dağlar'ı dinlediğimde bir değişikliğin müjdesini hissetmiştim. Cüneyd Orhon'un kemençe solosu, başkalarının da sonraki müzik çalımalarında Türk müziği enstrümanlarının başarıyla kullanılmasının başlangıcıydı.

Bizim seslerimizin, hangi türde olursa olsun, eşleştirildiğinde çok özgün yaratılar ortaya çıkacağını da ispatlamıştı.

*Ê*Ê* 

ÇOK söylenen, çok sevilen iki besteyi onun sesinden, orkestrasından dinlemenin farklılığını severdim.

'Gamzedeyim Deva Bulmam', 'Burası Muştur'.

Neyle sevmiştik biz onu? Sedat Ergin hemen hafızalarımızın derinliklerinden bir parçayı çıkartıp bize hatırlatıyor:

'Kol Düğmeleri.' Onu üstüste dinliyorum şimdi.

Üstelik benim gibi kol düğmelerinin öyküsünü hayal eden, onları kullanan biri için çok da hoş.

Bu yazıyı Ankara Bürosu'nun kış güneşini alan bir odasında, onun şarkılarını dinleyerek yazıyorum.

Söyleyiş tarzında, gerçek müzikçinin tumunu farkediyorum. Yenilemek, aslını bozmadan bunu yapabilmek.

Yozlaşma, bozma, deforme etmek ile yenilemek arasındaki farkı bu parçada görebilirsiniz.

CD'lerini, kasetlerini dinlerken onun plaklarındaki eksikliği belirteyim ki, yeni baskılarında bunu yerine getirsinler.

İçine şarkıların sözlerini koysunlar, biyografisini yazsınlar.

*Ê*Ê*

SESLERİN, bestelerinin yankılandığı bir mekanda huzur içinde yatsın.